Haber

İmamoğlu Çorum’da: “Ayda bir kez bile et tüketemez hale getirdiğiniz bu millete hala ne demeye çalışıyorsunuz? Size kim inanacak?”

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sivas mitinginde; “Etin ağırlığı 300-400 lira olan ve ayda bir bile et tüketemeyen bu millete hala ne demeye çalışıyorsunuz? Allah aşkına size kim inanır? Vatandaş görüşemiyor bile. Temel ihtiyaçları… Akıllarında tek bir şey var: Ayda bir et bile yiyemiyorlar, nasıl dolduracağız?

İBB Lideri Ekrem İmamoğlu bugün Sivas’ta miting düzenledi. Mevlana Meydanı’nda vatandaşlara seslenen İmamoğlu, Sivas’ın egemenliğin tescilinin başladığı yer olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Millet iradesinin iktidara gelmesine 7 gün kaldı: Tam 108 gün Sivas’ta ecdadımızın ayak izleri var. Sivas sokaklarında, caddelerinde dolaşırken, Atatürk’ün izini arar gibi yürüyorum. Aşıkların ve şairlerin şehri Sivas’a selam olsun. Beyler, size 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını getiriyorum. Doğudan batıya, Karadeniz’den Akdeniz’e hayatımızı değiştirecek o güne çok az bir süre kaldı. 7 gün kaldı. heyecanlı mıyız? Milletimizin heyecanına ihtiyacımız var. Heyecanlı bir gün olacak. O gün demokrasi şevki doğacaktır. O gün bambaşka bir gün yaşayacağız. 2. yüzyıl adına çok keyifli bir gün geçireceğiz. Halk iradesinin iktidara gelmesine 7 gün kaldı.

SOSYAL YARDIMLARI TAM 5 KAT UZATTIK: Milletimiz sefalet içinde. Maalesef orta sınıf diye bir şey yok. Ne yazık ki düşük gelirli insanlar sahip oldukları her şeyi kaybettiler. Bütün birikimlerini erittiler. Güçlü olan daha zengin oldu. Maalesef vatandaşın gelir düzeyi yoksulluk sınırının altına düşmüş durumda. Şimdi vatandaş patates, hatta taneli soğan alsam mı almasam mı diye düşünüyor. Her gün vatandaşın evine giren peynir ve süt maalesef lüks haline geldi. Ülke ekonomisi freni bozuk kamyon gibidir. Duvara çarptı, parçalayacak. Bu hükümet bizi hayat pahalılığının altında ezdi. Yüksek enflasyonla birlikte, ebeveynlerin üzerine kara kara düşünmesine neden oldu. Şu anda üniversiteli gençler öğle yemeğinden tasarruf ediyorlar. Düzgün beslenmiyorlar. onun için İstanbul Türkiye’nin her yerinde şehir restoran şubeleri açtık. Karnını doyursunlar, üç çeşit yemeği 29 liraya yesinler diye. O yüzden sosyal yardımları 5 katına çıkarmak zorunda kaldık. Keşke olmasaydı. Hatırlamak; ‘Efendim iktidara gelirlerse yardımınızı keserler’ diyorlardı. ikiye katladık İstanbul‘içinde.

AKILLARINDAKİ TEK ŞEY İŞLEVSEL BİR İNSANIN CEPLERİNİ DOLDURMAK: Gençler bu ülkeyi terk etme hayalleri kuruyor. “İşimi yapmasam bile başka bir ülkede daha iyi koşullarda yaşayabilirim” diyor. Gençlerimize bunu nasıl söyleteceğiz? Yanıyoruz. Aileler çocuklarına ‘Gitmeyin’ diye yalvarıyor. Çünkü gençler bu ülkede gelecek göremedikleri için böyle hayaller kuruyorlar. Yoksa bu cennet diyardan kim gitmek ister ki? Kimse istemiyor. Çocuklar rüya göremez. Ülkemizin bir tahıl ambarı, bir ülke olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ülkedeki insanları patatese soğana muhtaç ettiniz. Etin ağırlığı 300-400 lira olan ve artık ayda bir bile et tüketemeyen bu millete hala ne demeye çalışıyorsunuz? Tanrı aşkına, sana kim inanır? Vatandaşlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Akıllarında tek bir şey var: Bir avuç insanın cebini nasıl dolduracağız? Devlet çarkına namuslu, ahlaklı, erdemli, vicdanlı insanları yerleştireceksin ki, devletin çarkları düzgün dönsün. Bu sistemleri kirlettiler. Ne yapacağız? Devletin bu mekanizmasını kirletenleri evlerine eksiksiz göndereceğiz. Her zaman birlikte göndeririz. Demokrasi bunun içindir. Demokrasi, bu hataları yapanları sıra kendilerine geldiğinde göndermek için vardır.

MİLLETİN GÜCÜNÜ KURACAĞIZ: 15 yıl önce, Cumhuriyetin 100. yılında ülkeye 25 bin dolar kişi başı gelir sözü verdiler. Şu anda Sivas’ın kişi başına düşen geliri 5 bin doların biraz üzerinde. Beşte bir. Sizi 5 kez yanılttılar. Bu rakamları vermiyorum. Rakamları doğru vermeyen TÜİK’in rakamlarını veriyorum. Biz milletin ittifakıyız. Temize çıktık. Üstümüzde tek bir yolsuzluk gölgesi, tek bir leke yok. Kimseye değil, bir avuç insana değil, asla bir eşe veya arkadaşa; Millete hizmet için geldik. Siyasette dürüstlüğün simgesi, hayatını hak, hukuk ve adalete adamış Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde geliyoruz. İttifakımız çok güçlü. UYGUN Partisi Genel Lideri Meral Akşener Hanım ile geliyoruz. İttifakımızın tüm başkanlarıyla geliyoruz, aziz dostum Mansur Yavaş Önder ile birlikte geliyoruz. İktidarı bir şahsın, bir grubun, bir partinin değil, her zaman milletin kuracağız. Halkın gücünü kuracağız.

SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN HER YOLU DENEDİLER: Bugünün hükümeti seçimi kazanmak için her yolu deniyor ve deneyecek. Bugünün hükümeti berbat bir dil kullanacak. Ailelerimizi dahi işin içine katarak propaganda yapmaya çalışıyorlar. Hepsini, bu girişimleri kınıyorum. Buradaki eskiler hatırlar. Bundan tam 21 yıl önce merhum Bülent Ecevit -Allah rahmet eylesin- başbakan iken, şimdiki Cumhurbaşkanı onun hastalığıyla, rahatsızlığıyla dalga geçmişti. Dün gibi hatırlıyorum. Ne demişti… Hepimiz bir gün yaşlanacağız. Allah hepimize sağlık ve sıhhat versin. Allah o gün o pis dili kullananlara sağlık versin. Ben size erdemli bir anlayış ve davranışı anlatıyorum. Bir insanın sağlığı siyasette oy için iştah açıcı değildir. Ayıptır, günahtır. Hatırlamak; geçen hafta televizyonda yayınlanan bir canlı yayında ciddi bir sağlık sorunu yaşadı. Ekranda herkes gördü. Hatta programdakilerin korkularından anlaşılır bir durumdu. Millet İttifakı’ndan tek bir kişi bile bu süreçten bahsetmedi. Sağlık durumunu asla kötüye kullanmadı. Başkanımız Kılıçdaroğlu geçmiş olsun mesajı yayınladı. Ahlak budur. Allah göstermesin Kılıçdaroğlu Bey’in başına bir şey gelse ne derler? Bu yüzden diyoruz ki; Gelin bu ülkeyi normalleştirelim. Doğacı olan bu dil, bağıran, somurtan, herkesi kadına, çocuğa azarlayan, düşman edinmeden siyaset yapmak adına insanları birleştirmek, ‘Yeter ki ülkede aşk olsun’ diyerek ülkeyi sevgiyle yönetmektir. kalbin’, her seçim bu kavga içindedir. Bunu önlemek için ne yapmalıyız? Bu yeni doğan insanları bir an önce evlerine gönderelim.

SEÇİM OLDUĞUNDA HAYATTA KALMA SORUNU BAŞLAR: Bu gücün çeşitli cümlelerini duyarsınız. Yedi düve 14 Mayıs’ı bekliyordu. Sözlere bakın. Neydi efendim, dünya onlara karşıydı. Bak, sen. Dünyanın işi yok, sana karşı. Bu bir kefalet meselesi. Ne zaman seçim olsa hayatta kalma sorunu başlar değil mi? Onlara güleceğiz. Ekonomi çöktü, işsizlik ve enflasyon fırladı, beyefendi talimat vermediği için 48 saat boyunca depremzedelere yardım edilmedi, gitseler devlet biterdi. Çık oradan. Bu milletin, bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini röportaj adı altında ezdiniz. Sevgili gençler, size sözümüz; röportajı çöpe at, yetkililere liyakat. Millet İttifakı milletimizin evlatları, analarımız, kardeşlerimiz ile burada iş başına geliyor. Bir avuç insanın çocuğuyla değil, milletin çocuğuyla, herkesin ve her kesimin çocuğuyla işe gelir. Torpillenen yakınlarınızı yetkililere teslim ettiniz. Ne yazık ki kurduğunuz dernek ve vakıflarla birlikte milletin vergilerinden geçiminizi sağladınız. Yetmedi, kontrolsüz bir ülke haline getirdiniz ve bu ülkeyi milyonlarca mülteci ile doldurdunuz. Kimin ne yaptığı belli değil. Kimse birbirini bilmiyor.

DEVLET BÜROKRASİ SİZDEN BIKMIŞ: Milletin bakanı mı yoksa bir kişinin hizmetkarı mı; açık değil. Devlet bürokrasisi sizden bıktı. Memur artık bunlardan bıkmıştır. Acilen yeni bir döneme ihtiyacımız var. Halk maddi sıkıntıda ama sorsanız bunlar geçerse memlekette büyük problemler başlar. Sen gidince bu millet fedakarlık yapacak. Bu millet fedakarlık yaptı. Bu ülkenin hoşuna gidecek. Barış gelecek. Ülkeyi boğduğunuz kasvetli hava kaybolacak. Ülkede böyle parlak bir güneş parlayacak. Bize gülmeyi unutturdular. Yolda giderken bazı insanlar öfkeyle siyasi partilerini bana gösteriyorlar. Onlar benim vatandaşlarım. Bu onların suçu değil. Onlarla bir sorunum yok. Bu kardeşin hepsinin kalbini kazanacak. Size söz veriyorum, herkesin kalbini kazanacak. Bir parti, bazen iki eliyle iki parti yaparlar. Çok fazla yeni mod var. Her neyse, çok değerli değil. Ben de ısrarla onlara öpücük yolluyorum. Neden, biliyor musun? Onları kırmamak için sevgilerimi gönderiyorum. Çünkü ben kimim, biliyor musun? Ben bu toprağın oğluyum. Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre’nin torunuyum. Ben o ahlakı temsil ediyorum.

2002’DEN BU YANA EVLİLİKLERİN AZALDIĞI BİR ÜLKEYE DÖNDÜK: Milliyetçilik nedir bilir misiniz; Vatanını sevmek demektir. Halkını seveceksin. İşte o iki elinizle gönüllerinizi birleştireceksiniz. Bu seçim aslında gönüller kazanacak. Güzel kalpler kazanacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütün sistemi ailelerimiz için var. Toplumun temel taşı olan aile kurumunu koruyoruz. Aile hepimiz için önemlidir. Bizi toplum olarak bir arada tutan duygular aile birliğidir. Sosyal dayanışma aileden yayılır. Ne yazık ki ilk başta ekonomi Ailemizin de içinde bulunduğu öfkeli ve kavgacı bir ülke yönetimi aile birliğimizi de vurdu. Onun için evlilik sayısı düştü. Bugün 21 yıl sonra 2002’den bu yana evlilik sayısı azalmış bir ülke olduk. Yuva sistemimizi de bozdular. Aile sistemimizi de bozdular. Yine onların hükümetleri altında boşanma oranı iki katına çıktı. Söylemem. Bunlar yönettikleri istatistik kurumunun numaralarıdır. Bunları konuşmalıyız. Biz ona diyoruz ki; Ülkenin huzuru için buradayız. Ailede huzur varsa mahallede de huzur olur. Mahallede huzur varsa şehirde de huzur olur. Şehirde barış varsa ülkede de barış olur.

SİNAN ATEŞ’İN CİNAYETİNİ AYDINLATAMIYORLAR: İki sorun daha var. Önce milletin milli duygularını tartışırlar, sonra da inancını tartışırlar. Bursalı ülkücü kardeşimiz Sinan Ateş’in anne babasını ziyaret ettim. Bu ülkenin göbeğinde, ana merkezinde öldürüldü. Neredeyse 5 ay oldu olayı aydınlatamadılar veya aydınlatmadılar. Başsağlığı bile dilemediler. Önce o gerçek idealistlerin katillerini buluyorsunuz, arkalarındakileri buluyorsunuz, sonra konuşuyorsunuz ama ne yaptıklarını biliyor musunuz? Rahmetli Gaffar Okkan, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli emniyet müdürlerinden biridir. Gaffar Okkan’ı bütün ülke tanıyor. Ülkenin her şehrini birbiriyle barıştırmaya çalıştı. Merhum Gaffar Okkan’ı ve 5 polisimizi şehit eden anlayışı ittifakınıza kattınız. Ne diyorlar? ‘Efendim, Millet İttifakı haindir, Cumhur İttifakı vatanseverdir.’ Bu partinin dahil olduğu ittifak bunları düşünecektir. Onlar milliyetçi, biz hain mi oluyoruz? 25 Mart 2019. Sivas’ın yiğit adamı Muhsin Yazıcıoğlu, şüphelerle dolu bir olayda hayatını kaybetti ya da planlı bir suikaste kurban gitti. Bu konuyu aydınlatamadınız. Yazıcıoğlu ailesinin ve onu seven on binlerce insanın şüphelerini giderebilir misiniz? Hayır. Allah mekanını cennet eylesin. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünü bile aydınlatamadınız.

MADIMAK’TA KAYBETTİĞİMİZ HAYATIMA RAHMET DİLERİM: Bugün Sivas’ta çok acı olayları andık. Burada kalbimizi yaralayan, Sivas halkını en çok yaralayan ve Madımak’ta kaybeden ruhlarımıza rahmet diliyorum. Bu katliam en çok Sivas halkını yaralamıştır. Ülke yandı. Ben o canlara kurban olurum. Yüreğimiz yanıyordu. Allah bu devlete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Bu yorgun, yıpranmış gücü göndermesinin zamanı geldi. 14 Mayıs’ta sizlerin iradesiyle bunu yapacağız. Hepinize çok güveniyoruz. ‘Ben’ değil, ‘biz’ çağı başlayacak. Bu seçim bir parti seçimi değildir sevgili dostlar. Bu seçim bir devrin kapandığı, ‘her şeyin doğrusunu ben bilirim, kimse bilmez, doğrusunu ben bilirim’ diyen bir aklın eve gittiği, bir devrin değiştiği bir seçimdir. Böyle bir dönemi başlatacağız. Türkiye’nin yeniden inanç, sevinç ve barış ülkesi olmasını sağlayacağız. Biz sadece Millet İttifakı’nın iktidarını kurmaya değil, 86 milyon insanın iktidarını kurmaya geliyoruz. Daha zengin olmak güçlünün, zenginin işi değil; Herkes eşit olsun diye iktidar kurarız. Fakirin, muhtaçın, çocuğun, gencin, kadının yanında olmaya geliyoruz. Ailelerin yanında olmak için buradayız.

MİLLETİN GÜCÜNDE TÜRKİYE ÇOK MEMNUN OLACAK: Sevgili Sivaslılar; Sivas hakkını kazanacak, hakkını alacak. Bunlar gibi partizan olmayacağız. Bu ülkenin valileri hükümetin değil, devletin valileri olacak. Bu ülkenin karar vericileri, devletin karar vericileri olacaktır. Devlet güçlü olacak ama deprem ve afetlere karşı devlet güçlü olacak; Bu güzel kızlara, bu zeki oğlanlara, bayanlar ve baylara gücünü değil vicdanını gösterecek. Devlet vatandaşını ayrım gözetmeksizin sevecektir. Durum; En doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine kadar ülkenin her yüzeyini güzelleştirecek ve zenginleştirecektir. Ne demiş ecdadımız, ‘Hat savunması olmaz. Yüzeyin bir savunması var. O yüzey bütün ülkedir’ dedi. Bütün ülkeyi zenginleştireceğiz. Ne demiş Sivas’ta ecdadımız ‘Millet kendi iradesini belirler’. ‘Egemenlik kuralsız milletindir’ dedi. Bunu kanıtlayacağız. Türkiye milletin elinde çok hoş olacak. Bir avuç değil, 86 milyon kişi kazanacak.”

Kaynak: ANKA / Günümüz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu